Cem Garipoğlu İntihar Etmeseydi Ne Zaman Tahliye Olurdu?
Öncelikle adı geçen kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedildiği halde suçu işlediği sırada 18 yaşından küçük olduğu göz önünde bulundurularak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “yaş küçüklüğü” kenar başlıklı 31. maddesinin 3. fıkrasındaki “Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”düzenleme gereği üst sınırdan ceza verilse de cezasının 24 yıl hapis cezasına indirildiği anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde (03/03/2009) çocuk olan söz konusu kişinin işlediği suçtan aldığı hapis cezasının infaz oranı olay tarihindeki 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/2 (a) bendi gereği 2/3 olarak uygulanacaktır. Bu oran daha sonra işbu kanunda değişiklik öngören 6545 sayılı Kanun, 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 7242 sayılı Kanun ve 7456 sayılı Kanun ile değişmemiştir. Buna göre;
Cezaevine Giriş Tarihi : 17/09/2009
Hakederek (Bihakkın) Tahliye Tarihi : 11/09/2033
Koşullu Salıverilme Tarihi : 02/08/2025
Olarak belirlenecektir.
Bu hesaplama yapılırken önemli bir ayrıntı gözden kaçırılmamalıdır: Normal şartlarda bu kişinin koşullu salıverilme tarihi 13/09/2025 olarak belirlenmesi gerekirken 7242 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanuna eklenen Geçici 6. maddenin 4. fıkrasındaki “ 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün onbeş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün; onsekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır.” hükmü uyarınca cezaevine girdiği tarih olan17/09/2009 ile 18 yaşını doldurduğu tarih olan 29/10/2009 tarihi arasında geçen 42 günlük süre yukarıda anılan hüküm gereği cezaevinde geçirdiği 1 gün 2 gün sayılmak suretiyle 84 gün olarak hesap edilmiştir.
Yukarıda belirttiğimiz tarihlere göre adı geçen kişi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. ve 82. maddeleri kapsamında yapılan yargılamasında 18 yaşını doldurmadığı göz önüne alınarak süreli hapis cezası ile cezalandırıldığından, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi gereği cezasının onda birini kapalı ceza infaz kurumunda infaz edip koşullu salıverilme tarihine 7 yıl kala yani 02/08/2018 tarihinde açık ceza infaz kurumuna ayrılacaktı.
Normal şartlar altında koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kalana kadar (02/08/2024 tarihine kadar) açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz edip 02/08/2024 tarihinde denetimli serbestliğe ayrılabilecek iken ülkemizde 2020 yılının Mart ayında ortaya çıkan Covid-19 salgın hastalığı nedeni ile 7242 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 9. maddenin 5. fıkrasındaki “Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere ondokuz kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü gereği söz konusu kişi 15/04/2020 tarihinden itibaren Açık Ceza İnfaz Kurumundan izinli olarak dışarı çıkıp evine gidebilecek idi. Bu süre 31/07/2023 tarihine kadar her iki ayda bir uzatılmıştır. Covid-19 izinleri 31/07/2023 tarihine kadar devam etmiş, o tarihten sonra ise 7456 sayılı Kanun ile 5275 sayılı kanuna geçici bir madde eklenmek suretiyle yeni bir düzenleme getirilmiştir.
Konumuzu ilgilendiren 7456 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanuna eklenen Geçici 10. maddenin 2. fıkrası aşağıdaki gibidir:
(2) 31/7/2023 tarihi itibarıyla geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan ve ilgili mevzuat uyarınca cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına beş yıl ve daha az süre kalan hükümlülerin talebi aranmaksızın, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına infaz hakimi tarafından karar verilebilir.
Adı geçen kişinin statüsü, yukarıda anılan Geçici 10. maddenin 2. fıkrasına uyduğu için normal şartlarda 02/08/2024 tarihinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlanması beklenirken 7456 sayılı Kanununun 15. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 10. maddenin 2. fıkrası gereği 01/08/2023 tarihinde denetimli serbestlikten yararlandırılarak koşullu salıverilme tarihi olan 02/08/2025 tarihine kadar denetimli serbestlik tedbirinden yararlanmak suretiyle cezasını dışarıda infaz edecekti.
Özetle, adı geçen kişi intihar etmemiş olsaydı;
17/09/2009 – 02/08/2018 tarihleri arasında kapalı ceza infaz kurumunda,
02/08/2018 – 15/04/2020 tarihleri arasında açık ceza infaz kurumunda,
15/04/2020 – 01/08/2023 tarihleri arasında Covid-19 izinleri nedeniyle dışarıda/evinde serbest olarak,
01/08/2023 – 02/08/2025 tarihleri arasında 5275 sayılı Kanununun Geçici 10/2 fıkrası gereği denetimli serbestlik tedbirinden yararlanarak geçirecek,
02/08/2025 tarihinde ise koşullu salıverilecekti. Dolayısıyla bihakkın tahliye tarihi olan 11/09/2033 tarihine kadar kasıtlı bir suç işlemediği takdirde bu süreyi dışarıda/evinde ve yükümlülüksüz olarak geçirecekti.
Sonuç olarak adı geçen kişi ceza infaz kurumunda bulunmuş olsaydı dönem içerisinde yukarıda anılan mevzuat değişikleri göz önüne alındığında kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında geçireceği toplam süre 3863 gün olacaktı.
Yukarıda arz edilen duruma ek olarak, adı geçen kişinin 10/10/2014 tarihinde öldüğünü değil planlı olarak ceza infaz kurumundan firar ettiğini varsayarak, infazının ne şekilde olacağına ilişkin farazi bir hesaplama yapılacak olursa;
Bu simülasyonda adı geçen kişi kapalı ceza infaz kurumunda (17/09/2009–10/10/2014 tarihleri arasında) 1849 gün kalıp firar etmiştir. Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçirmesi gereken toplam sürenin 3241 gün olduğu dikkate alındığında 10/10/2014 – 02/08/2018 tarihleri arasında eksik infaz ettiği 1392 gün süresi daha vardır.
Farazi olarak, adı geçen kişinin 10/10/2014 tarihinde firar edip 07/10/2024 tarihinde yakalandığını varsayarsak bu koşullarda ne kadar süre ceza infaz kurumunda kalacaktır sorusuna cevap aradığımızda;
Ceza İnfaz Kurumuna Giriş Tarih : 17/09/2009
Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Firar Tarihi : 10/10/2014
Yeniden Yakalandığı Tarih : 07/10/2024
Adı geçen kişinin kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre toplamda 3241 gündür. Kişi, 10/10/2014 tarihinde firar ettiğinde cezasının 1849 gününü kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olup kapalı ceza infaz kurumunda infaz etmesi gereken eksik 1392 gün süresi daha bulunmaktadır. Bu durumda, 07/10/2024 tarihinde yakalandığı varsayımında;
07/10/2024 – 05/08/2028 tarihleri arasında (1392 gün) daha kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi gerekecektir. Açık Ceza İnfaz Kurumunda geçirmesi gereken toplam süre ise 2192 gün olduğundan; 05/08/2028 – 06/08/2034 tarihleri arasında açık ceza infaz kurumunda kalacak, bu arada 31/07/2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumunda bulunmadığı için 5275 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesinden yararlanma imkânı bulunmayacak olup açık ceza evinde 2192 gün kaldıktan sonra 5275 sayılı Kanun’un 105/A/1 maddesi gereği koşullu salıverilmesine 1 yıl kala yani 06/08/2034 tarihinde denetimli serbestliğe ayrılabilecek ve yakalama sonrası değişen yeni koşullu salıverilme tarihi olan 06/08/2035 tarihleri arasında denetimli serbestlik tedbiri altında ceza infaz kurumu dışında cezasını infaz edebilecektir.
Özetle adı geçen kişinin 10/10/2014 tarihinde firar edip 07/10/2024 tarihinde yakalandığı varsayımında;
07/10/2024 – 05/08/2028 tarihleri arasında kapalı ceza infaz kurumunda,
05/08/2028 – 06/08/2034 tarihleri arasında açık ceza infaz kurumunda,
06/08/2034 – 06/08/2035 tarihleri arasında denetimli serbestlikte,
06/08/2035 tarihinde ise koşullu salıverilmeden yararlanmak suretiyle dışarıda cezasını infaz edebilecektir.
Öte yandan firar suçunu işlediği için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 292. maddesinde düzenlenen hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan da yargılanması söz konusu olacaktır. TCK md. 292 kapsamında yapılacak yargılaması sonucunda ceza alması durumunda ceza infaz kurumunda geçireceği süre daha da artacaktır.
Söz konusu suçun metni aşağıdaki şekildedir:
“Madde 292- (1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Bu suçun, silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır. (4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur. (5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adlî para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.”
Belirtmek gerekir ki bu maddeden yargılaması yapılıp cezası kesinleştiği takdirde yeni ceza ile kasten öldürmenin nitelikli haline istinaden verilen 24 yıl hapis cezası 5275 sayılı Kanunun 99. maddesi uyarınca içtima ettirilip infaz edilecektir.
Bu noktada önemli bir hususa daha değinmekte yarar görmekteyiz. Şöyle ki; 5275 sayılı Kanunun 95. maddesinde “özel izin” kurumu düzenlenmiştir. Söz konusu madde metni aşağıdaki şekildedir:
“(1) Açık ceza infaz kurumlarında bulunanlarla kapalı ceza infaz kurumunda olup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazananlara, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla kurum en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile üç ayda bir, yol hariç yedi güne kadar izin verilebilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/39 md.) Hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hâllerde bu izinler birleştirilerek kullandırılabilir.”
Yukarıda verilen maddede düzenlenen özel izin hakkı, hükümlülerin dış dünyaya uyum sürecini kolaylaştırmak ve hükümlülerin ıslahına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenmiş olup uygulamada her üç ayda bir 7 gün izin ve 4 gün de yol izni olmak üzere toplamda 11 gün olarak hükümlülere kullandırılmaktadır. Adı geçen kişi yukarıda anılan firar suçunu işlediği için yine aynı kanunun “izinden dönmeme, geç dönme” kenar başlıklı 97. maddesindeki;
“(1) İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler hakkında Türk Ceza Kanununun 292 nci ve izleyen maddelerinde yazılı hükümler uygulanır. (Ek cümle:14/4/2020-7242/40 md.) Salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmez.
(2) İzin süresini iki gün veya daha az bir süre geçiren hükümlüler hakkında disiplin işlemi yapılır.
(3) (Ek:14/4/2020-7242/40 md.) İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmez.”
düzenleme gereği söz konusu kişinin firar eyleminden dolayı hem ceza infaz kurumunda idari olarak yürütülecek firar soruşturmasında disiplin cezası alması hem de adli olarak soruşturması yapılıp firar suçundan ceza alması muhtemel olup söz konusu suçtan ceza aldığı takdirde Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrıldıktan sonra özel izin hakkından da yararlanamayacaktır.