DASK Nedir, Neleri Kapsar, Zorunlu mudur?
Türkiye’de birçok can ve mal kaybına yol açan deprem meydana gelmesi nedeniyle deprem sigortası çok daha önemli hale geldi. Özellikle 1999 yılında Gölcük ve çevresinde gerçekleşen deprem felaketi ile ayrıca Kahramanmaraş Pazarcık merkezli Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Malatya, Adıyaman, Kilis, Diyarbakır ve bazı çevre illeri de kapsayan deprem sonrasında Dask yani deprem sigortası ürünü ortaya çıktı ve zorunlu hale getirildi.
Depreme karşı güvence sağlaması ve zorunlu olması açısından biz de Dask hakkında tüm merak edilenleri yazımızda bir araya getirdik. Dask sigortası nedir, muafiyeti nasıl olur, Dask neleri kapsar şeklinde en temel soruların cevaplarını aşağıdaki yazımızda bulabilirsin.
Dask Ne Demek?
DASK yani Doğal Afetler Sigortaları Kurumu, vatandaşlara zorunlu deprem sigortası sağlayan ve bunun yönetiminden sorumlu olan bir kamu kuruluşudur. Özellikle 1999 yılında yaşanan 7.6 şiddetindeki Gölcük depremi ile yaşanan insan kaybı ve maddi zararlar hayli fazla olmuştu. 2023 yılında Kahramanmaraş Pazarcık merkezli Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Adana, Malatya, Adıyaman, Kilis, Diyarbakır ve bazı çevre illeri de kapsayan deprem sonrasında DASK da bu depremden sonra benzer zararları tekrar yaşamamak için kurulmuş bir kurum.
Dask Nedir?
Zorunlu Deprem Sigortası; deprem ve depremden kaynaklanan yangın, yer kayması ve tsunami risklerine karşı maddi güvence sağlar. Zorunlu deprem sigortası nedir sorusunun cevabında en önemli konu; Dask’ın sadece deprem sarsıntısının konuta verdiği zararı değil, depremin sonucu oluşabilecek deprem tsunamisi ve yangın gibi büyük zararlara neden olan risklerde de güvence vermesidir. Konutun kısmi hasarlı ya da oturulamaz duruma gelmesi durumlarında zararı tazmin ederek hayatın normale dönmesi, bu deprem sigortasının esas amacıdır.
Dask Poliçesi Nedir?
Dask poliçesi, sigorta şirketleri aracılığı ile yaptırılan deprem sigortasıdır. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası’nın yaygınlığını ülke genelinde birlikte çalıştığı sigorta şirketleri, bunlara bağlı acenteler ve banka şubelerinden oluşan dağıtım ağıyla artırır. Aynı zamanda uyguladığı düşük prim maliyetleriyle de herkesin bu güvenceye sahip olmasını kolaylaştırmayı hedefler.
DASK poliçende teminat tutarları, bitiş tarihi gibi sigortana dair bilgiler yer alır. Eğer dask poliçeni incelemek istiyorsan adres kodunu da bilmen önemlidir. DASK adres kodu sorgulama yazımızdan detayları öğrenebilirsin.
Dask Neleri Kapsar?
Dask neleri karşılar sorusunu madde madde anlatalım;
Deprem nedeniyle binanın yıkılması
Deprem sonucu meydana gelen yangın, yer kayması, tsunami gibi afetlerin yarattığı maddi zararlar
Binadaki temeller, ana duvarlar, bahçe duvarları, merdivenler, asansörler, koridorlar, çatılar, bacalar vs. alanlarda deprem sonucunda yaşanan hasarlar
Dask neyi kapsar sorusunun en temel cevabı deprem sonucu binanın hasar masraflarının belirli limitler dahilinde ödenmesidir diyebiliriz. Deprem sırasında binanın birçok alanı zarar görebilir, yani sadece evinin içi değil binandaki ve çevresindeki bağlantılı yerlerde de hasar ortaya çıkabilir. Dask sigortası bu alanların da zarar masraflarını kapsam içerisine alır.
Depremin oluşturduğu diğer afetler de binalarda hasara neden olabilir. Örneğin Dask yangını kapsar mı diye merak ediyorsan; eğer deprem sonucunda binanda yangın çıktıysa Dask yangın sonucu zararları da karşılamaktadır.
DASK’ın Amaçları Nelerdir?
1) Bütün konutları depreme karşı güvence altına almak
2) Mali hasarların yükünü reasüre ederek (yeniden sigortalayarak) paylaşmak
3) Devletin deprem kaynaklı giderlerini azaltmak ve gelecekte oluşabilecek hasarlar için fon oluşturmak
4) Ülkemizde sağlıklı yapılaşmaya katkı sağlamak
5) Toplum genelinde sigorta bilincinin gelişmesine destek olmak
Dask Ne İşe Yarar, Neden Önemlidir?
Ülkemizin jeolojik, topografik özellikleri ve iklim karakteristiği nedeniyle doğal afetler sıklıkla yaşanıyor. Son 60 yıl içerisinde gerçekleşen doğal afetlerin yol açtığı yapısal hasar istatistiklerini dikkate alırsak bu tür hasarların 2/3’ünün deprem nedeniyle meydana geldiği anlaşılıyor. Dask nedir ne işe yarar sorusunun cevabı da bu aşamada öne çıkıyor. Doğal afetler içerisinde en çok zarara neden olan depreme karşı Dask yaptırmak, hasar sonrası belirli bir güvence sağlaması açısından oldukça önemli hale geliyor.
İhtiyacına göre edineceğiniz bir deprem poliçesi sayesinde devletin bütçe imkanlarıyla ilişkili olmaksızın ve maddi kayıpları hemen telafi eden somut bir güvenceye sahip olman mümkün!
Deprem Sigortasının Yararları Nelerdir?
Deprem sigortası, depremin evinde ya da binanda yol açtığı hasarları azami teminat tutarını geçmeyecek şekilde karşılar. Depremden dolayı zarar görenlere devlet yardım ettiğinden hayatını düzene sokman daha kolay olacaktır. Dask hasar durumunda teminat limitleriyle sınırlı olarak sana ödeme yapar. Dask hasar sorgulama ve hasar ödemesi hakkında bilgi almak için tıkla.
Evine konut sigortası yaptırabilmen için de deprem sigortanın olması gerekir.
Ödediğin deprem sigortası primleriyle depremzedelere de destek olmuş olursun.
Deprem Sigortası Zorunlu Mu?
Deprem sigortası zorunlu sigorta çeşitleri arasında yer alır. Yani DASK yaptırmak yasal olarak zorunludur ve deprem sigortası yaptırmamanın belirli yaptırımları vardır. Afet Sigortaları Kanunu’na göre DASK sigortası yaptırmayanlar devletin sunduğu konut kredisi ve depremde binanın zarar görmesi durumunda yapılan yardımdan yararlanamaz. Ayrıca evine elektrik, su ve doğal gaz da bağlatamaz. Çünkü elektrik, su ve doğal gaz dağıtım kurumları DASK poliçesi olmayan hiçbir eve hizmet sağlamaz. Bu uygulama ile deprem sigortasının öneminin daha iyi anlaşılması ve sigortalı sayısının artması amaçlanmış ve bu hedefe de ulaşılmıştır.
Belirtmekte fayda var; bu sigorta türü sadece evleri değil, mesken olarak inşa edilmiş tapuya kayıtlı olan tüm alanları kapsar. Tapusuz ve ruhsatsız evlere DASK yapılır mı, DASK kapsamına girmeyen binalar hangileridir yazımızdan öğrenebilirsin.
Dask’ı Kim Yapar?
Deprem sigortasını sigortalı olarak ev sahibi de kiracı da yaptırabilir. Deprem sonrası hasar durumunda tazminatı almaya hakkı olan ise sadece ev sahibi olacaktır. Yani deprem sonrasında hasar tazminatını alacak kimse evin sahibidir. Bu açıdan genellikle kiracılar değil ev sahiplerinin DASK poliçesinin primini ödeyerek yaptırması beklenir. Kiracıların durumuna daha yakından bakalım.
DASK Kiracı mı Yapar, Kiracı DASK Yaptırabilir mi?
DASK kiracı mı yapar sorusuna kiracıların böyle bir zorunluluğu vardır diyemeyiz, yasal olarak zorunluluk ev sahiplerindedir. Ama kiracı DASK yaptırabilir mi diye sorarsak evet sigorta primini ödeyen kiracı olabilir, yani ev sahibi adına deprem sigortasını kiracılar da yaptırabilir. Bu durumda ise deprem sonucu hasar durumunda tazminat ödemesini alacak olan ev sahibidir. Kiracılar sadece sigorta yaptıran olarak poliçe satın alımında devreye girebilir. Poliçeyi satın alırken DASK ödeme hakkında detayları yazımızdan öğrenebilirsin.
Deprem Sigortasında Teminat Dışı Kalan Durumlar Nelerdir?
Enkazı kaldırmak için harcanan masraflar,
Ev ya da iş yerinin masrafları,
Taşınır mallara, eşyalara vs. gelen zararlar (Konut poliçesi kapsamında eşya sigortası ile evdeki eşyalarını koruma altına alabilirsin.)
Bedeni hasarlar (ölüm dahil),
Yapılan işin durması,
Kira gelirinden mahrum kalınması,
Mali sorumluluk gibi dolaylı olarak temini istenen zararlar,
Kâr kaybının yaşanması,
Manevi tazminat talepleri gibi durumlar deprem sigortasının teminatlarının dışındadır.
Teminat dışında kalan durumlar için konut sigortası yaptırabilirsiniz. DASK ile konut sigortası arasındaki fark nedir merak ediyorsan yazımızı okuyabilirsin.
Dask İptali Yapılabilir mi?
Dask yaptırılması zorunlu bir sigorta olduğu için isteğe bağlı iptal edilemez. Eğer sigorta yaptırılırken yanlış bilgiler üzerine poliçe düzenlendiyse iptal edilmesi söz konusu olur. Örneğin poliçede yanlış mesken bilgisi varsa iptal durumu ortaya çıkabilir. Dask iptali yapılırken poliçenin yaptırıldığı sigorta şirketine başvuru yapılması gerekir. Sigorta şirketinden iptal süreci hakkında bilgi alarak süreç yürütülebilir.
Dask Muafiyeti Nedir?
Sigorta muafiyeti, zorunlu deprem sigortası poliçelerinde de uygulanır. Dask muafiyeti vardır ne demek sorusunu zorunlu deprem sigortasında her bir hasar için %2 muafiyet uygulanır şeklinde açıklayabiliriz. Bu da demektir ki poliçe bedelinin %2’sini aşmayan maddi hasarlardan sigorta şirketi muaftır ve bu bedeli aşmamış zararları sigorta karşılamaz. Yani poliçe bedelinin %2’sini aşmayan zararlar sigortalı tarafından ödenir.
Oluşan zarar, muafiyet bedelini aştığı takdirde sigorta şirketi muafiyet bedelini tazminattan düşerek öder. Ayrıca muafiyet uygulamasında her 72 saatlik dönemde yaşanan hasarlar bir hasar olarak sayılır. Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için uzmanlarından destek alabilirsin.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2017/5187 K. 2019/11705 T. 09.12.2019 – Zorunlu Deprem Sigortası
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin satın aldığı konut için davalı banka şubesinden 70.000,00 TL anapara olmak üzere 104.500,00 TL geri ödemeli konut kredisi kullandığını ve kredi kullanımı sırasında zorunlu deprem sigortasının davalı banka tarafından yapıldığını, önc eden yenilendiği halde poliçe süresi dolmasına rağmen DASK poliçesinin davalı banka tarafından yenilenmediğini, … sigorta poliçesinde de DASK poliçesinin varlığının kabul edildiğini, davalı … şirketinin de yanlış yapılan işlemlerin tüm aşamasında yer aldığını, davalı bankanın aynı zamanda davalı … şirketinin acentesi olduğunu, davalı … şirketinin en azından … sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapması gerektiğini, müvekkilinin taşınmazının … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde yıkıldığını, eşyalarının hasar gördüğünü beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; dava konusu 10.000,00 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava tarihinden itibaren söz konusu bedel üzerinden yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, DASK poliçesinin yenilenmemesinden ve ihtiyari deprem sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
762 sayılı TTK.nun 1269. maddesi (6102 sayılı yeni TTK’nun 1453. maddesi)uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı Yasa’nın 1270. maddesi (6102 sayılı yeni TTK’nun 1406. maddesi) hükmüne göre, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Somut olayda tüm poliçelerde davalı … Bankası A.Ş. dain-i mürtehin olarak yer almakta olup mahkemece davalı … Bankası A.Ş. … Şubesi’nden davacı tarafça kullanılan tüketici kredisi borcunun tamamının ödenip ödenmediği, tamamı ödenmedi ise ne kadarının ödendiği, ödenmeyen taksitler var ise hangi aylara ilişkin ve ne kadar olduğunun sorulması, kalan kredi borcu poliçe teminatı ve davacının gerçek zararından daha düşük miktarda ise kalan kredi borcunu aşan kısım bakımından davalı bankanın muvafakatine ihtiyaç bulunmadığının dikkate alınması, kalan kredi borcu poliçe teminatı ve davacının gerçek zararından daha yüksek miktarda ise dain-i mürtehin sıfatıyla davalı bankanın tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatinin bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
3- Kabule göre de; a) Sigorta poliçesinin yenilenmesi gereken tarih itibariyle yürürlükte bulunan Hazine Müsteşarlığı’nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasında zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi yer almaktadır.
587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin “ sigorta yapma ve yaptırma zorunluluğu” başlıklı 9. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki bağımsız bölümler ve binalar için, malikler veya varsa intifa hakkı sahipleri tarafından zorunlu deprem sigortası yaptırılır. Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden sonra mesken olarak inşa edilecek bağımsız bölümler ve binalar için, ilgili mevzuat çerçevesinde inşaat ruhsatı alınmış olması kaydıyla, iskan izninden veya içinde yaşanmaya başlanmasından itibaren bir ay içinde zorunlu deprem sigortası yaptırılır. İlgili sigorta şirketi, sigorta sözleşmesinin bitiminden en az bir ay önce taahütlü mektup, telgraf ya da noter kanalıyla sözleşmenin sona ereceğini ve yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahiplerine bildirir. Sigorta sözleşmesinin, sona ermesinden itibaren bir ay içerisinde yenilenmemesi durumunda Kurumun sigortadan kaynaklanan sorumluluğu sona erer.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davacıya ait konut için davalı bankadan 23.04.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisine teminat olarak dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğu, davacı ile davalı … . arasında 24.04.2008-24.4.2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … poliçe numaralı zorunlu deprem sigorta poliçesi düzenlendiği, aynı şekilde 24.4.2009-24.4.2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu deprem sigorta poliçesinin yenilendiği, davacı ile davalı … . arasında ayrıca 24.4.2009-24.4.2010, 24.4.2010-24.4.2011, 24.4.2011-24.4.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere üç adet … sigorta poliçesi düzenlendiği görülmüştür.
24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan ilk … sigorta poliçesinde “ … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır. Sayın sigortalımız işbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği … . tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2009 vade başlangıçlı … klasman numaralı 99.000,00 TL’si olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir … ” ibareleri yer almaktadır.
24.4.2010-24.4.2011 tarihlerini kapsayan ikinci … sigorta poliçesinde “ … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır. Sayın sigortalımız işbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği … . tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2010 vade başlangıçlı … klasman numaralı 99.000,00 TL’si olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir … ” ibareleri bulunmaktadır.
24.4.2011-24.4.2012 tarihlerini kapsayan son … sigorta poliçesinde “İşbu poliçede sigortalı bina için 27.9.2000 tarihinden itibaren yürürlükte olan zorunlu deprem sigortası gereği Yapı Kredi Sigorta tarafından tanzim edilen tam kagir yapı tarzlı 24.4.2011 vade başlangıçlı … klasman numaralı 106.200,00 TL olan zorunlu deprem bedeli tenzil edilerek düzenlenmiştir. … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verilmiştir. DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır … 587 Sayılı KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasına tabi binaların yangın sigortasına ek olarak verilen isteğe bağlı deprem ve yanardağ püskürmesi teminatında sigorta şirketi, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle zorunlu deprem sigortası poliçesine esas teşkil eden teminat limitinin üzerindeki tutardan (artan sigorta bedeli) sorumludur … ” ibareleri yer almaktadır.
Dosya kapsamında davacıya 23.4.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisi nedeniyle dava konusu taşınmaz için düzenlenmiş 24.4.2008-24.4.2009 ve 24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan iki adet zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut ise de, 24.4.2010 tarihinden sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut olmayıp … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür. Mahkemece hükme esas alınan 11.8.2014 tarihli heyet bilirkişi raporuna göre DASK poliçesinin yenilenmemesinde sadece davalıların kusuru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kredi sözleşmesinin imzalandığı ilk yıl yapılan DASK sigortası, devam eden 2009 yılında da davalı banka tarafından yenilenmiştir. Bu durumda bankanın, sigortanın yenileneceği ve bunun da banka tarafından yerine getirileceği konusunda, kredi müşterisi olan davacıya bir güven verdiğini kabul etmek gerekir. Davalı bankanın zorunlu olan bu sigortayı yenilemesi, en azından yenilenmesi için davacıya bilgilendirme yapması gerektiğinden davalı bankanın kusuru vardır. … sigorta poliçelerinde her ne kadar … klasman nolu DASK poliçesinin yenilemesinin yapılacağı varsayılarak ihtiyari deprem teminatı verildiği, DASK poliçesinin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümlerinin uygulanacağı yazılı ise de, bu poliçelerde aynı zamanda zorunlu deprem sigorta vade başlangıç tarihleri ve sigorta bedelleri de güncellenerek … . tarafından tanzim edilen zorunlu deprem sigortasından da bahs edilerek DASK poliçesi yapılmışcasına davacı tüketiciyi yanıltan ibareler bulunduğu ve 587 sayılı KHK da dikkate alındığında, mahkemece davalı banka yanında davalı … şiketinin de sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak tüm bu kabullere rağmen, davacı sigortalının da zorunlu olan DASK sigortasının süresinin dolup dolmadığını, poliçenin yenilenip yenilenmediğini takip etme ve sigortayı yeniletme konusunda kendisine düşen özen yükümlülüğünde müterafik kusuru vardır. Mahkemece tüm kusur davalılara verilerek davacı tarafın da müterafik kusuru olduğunun gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
b) HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan sigortacı, bankacı-hukukçulardan aldırılan 11.8.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının konutuna tam zayi olarak işlem yapılması halinde DASK poliçe limiti olan 106.200,00 TL’den %2 oranında tenzili muafiyet indirimi yapılarak tespit edilen 104.076,00 TL ile … sigorta poliçesindeki 13.800,00 TL ihtiyari deprem sigorta bedeli toplanarak davacının toplam 117.876,00 TL tazminata hakkı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminat ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir. Davacının konutunun deprem sonrası yıkılıp yıkılmadığı dosya kapsamından net olarak anlaşılamamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece davacının davaya konu konutunun … ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremler sonrası durumuyla ilgili tüm belgelerin AFAD gibi ilgili resmi kurumlardan getirtilerek deprem sonucu yıkılıp yıkılmadığının tespit edilmesi, 09/11/2011 tarihli 2. deprem sonrası konutun durumuna ilişkin eksper raporu varsa davalı … şirketinden getirtildikten sonra, gerektiğinde keşif yapılmak suretiyle alanında uzman inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak davacının konutunun 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihli depremler sonrası hasar durumu tespit ettirilerek (davalılar lehine oluşan kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla) davacının gerçek zararı DASK poliçe limitini aşıyor ise, davalı … şirketinin DASK yanında ayrıca ihtiyari deprem sigorta poliçesinin de değerlendirilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3-a-b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … . vekili ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay: DASK – Sigorta Tahkim Komisyonu – Bilirkişi Heyeti Çelişki Bulunması – Eksik İnceleme – Bozma Kararı
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, deprem sonucunda davacının taşınmazında oluşan hasar nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde davalı DASK’a karşı açılan maddi tazminat davasında bilirkişi heyetlerinin raporları arasında açıkça çelişki bulunması ve çelişkinin giderilmemiş olmaması sebebiyle kararı bozdu.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
2018/2465 E. , 2020/3243 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Başvuran (davacı) vekili; Çanakkale ilinde 24.05.2014 tarihinde meydana gelen 6,5 şiddetindeki deprem nedeniyle müvekkilinin taşınmazının hasar görerek kullanılamaz hale geldiğini, muhtelif bilirkişi raporlarında,can güvenliğinin tehlikede olduğu ve acilen tahliye edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, Çanakkale Valiliği İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü bildirisine göre tüm binaların ağır hasarlı olarak sınıflandırıldığını ve can güvenliği açısından tedbiren ivedilikle boşaltılması gerektiğinin tebliğ edildiğini, bu hasarların DASK kapsamında karşılanması gereken zararlar kapsamında olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 41.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş,26/10/2016 tarihli dilekçesi ile talebini 67.650,00 TL’ye yükseltmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili; ekspertiz raporuna göre, deprem nedeniyle söz konusu taşınmazda 3.750,00 TL hasar meydana geldiğinin belirlendiği, yıkım kararının binanın yapısal kusuruna dayanılarak verildiğini hasar miktarından muafiyet düşülerek 2.350,00 TL’nin sigortalıya ödendiğini beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 30/12/2016 tarih 2016/25816 E.-K-2016/31943 sayılı kararı ile kısmi hasara ilişkin olarak tanzim edilen ekspertiz raporunun aksine bina hakkında yetkili mercilerce yıkım kararı verildiği, dikkate alınarak başvuru öncesi sigortalıya 21.08.2015 tarihinde ödenen 2.350,00 TL’nin tenzili suretiyle davacının bakiye tazminat talebinin (70.000,00-2.350,00 TL)=67.650,00 TL olması gerektiği gerekçesiyle, başvuru sahibinin HMK 107/2. maddesine istinaden artırılan talebinin kabulü ile 67.650,00 TL DASK Poliçesi tazminatının 21.08.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte Doğal Afet Sigortaları Kurumundan alınarak davacı başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince 08.05.2017 tarih ve 2017/İHK-1543 sayılı kararı ile itirazın reddine,dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından; İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/2541 D.iş esas, 2017/2542 D.iş karar ve 01.06.2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 08.05.2017 tarih ve 2017/İHK -1543 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre somut olayda, başvuru sahibine ait mesken olarak kullanılan bağımsız bölümün deprem sonucu ağır hasara uğraması neticesinde kullanılamaz hale geldiği ve yetkili makamlarca verilen yıkım kararı gereği yıkımının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya davalı DASK tarafından sunulan 24/09/2014 tarihli İTÜ raporunda; Yapı taşıyıcı sistemin hafif hasarlı olduğu, kiriş ve bölme duvarlarının uygun yöntemlerle onarımı sonrasında yapının sahip olacağı güvenlik düzeyi İle deprem öncesinde sahip olduğu güvenlik düzeyi arasında kayda değer bir fark olmayacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafından alınan Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/23 D.İş ve davacı talebi üzerine düzenlenen 2015/5 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 22.12.2014 tarihli tespit bilirkişi raporlarında ise; tespit edilen tüm deformasyonlar ile yapısal ve fiziki hasarların 24/05/2014 tarihinde vuku bulan depremde oluştuğu, hasarın ciddi ve boyutlarının oldukça önemli olduğu, tüm yapısal unsurların da ciddi hasar görüp, deformasyona maruz kaldığı binalarda Çanakkale’nin 1.derece deprem kuşağında yer alması da göz önünde bulundurulduğunda esaslı bakım ve onarım yapılarak kullanılmasının mümkün olmayacağı içinde barınılması halinde can ve mal emniyeti bakımından sakıncalı olacağı belirtilmiş, Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, konutun ağır hasarlı olduğunu belirlemiştir.
Bu haliyle İTÜ’den alınan bilirkişi raporu ile tespit dosyasında inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporları arasında açık bir çelişki bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Tahkim Heyetince, davacının gerçek zararı ile ilgili olarak konusunda uzman bilirkişi raporu alınmaksızın, sadece sigorta hukukçusu tarafından düzenlenen 24.10.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda poliçe teminatı olan 70.000,00 TL’den başvuru öncesi sigortalıya 21.08.2015 tarihinde ödenen 2.350,00 TL’nin tenzili ile bakiye poliçe limitine hükmedilmiştir.
Bu durumda, Hakem Heyetince alanında uzman içinde İnşaat Mühendisi, Jeoloji Mühendisi bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden; daha önce alınan bilirkişi raporları ve itirazlar da değerlendirilmek suretiyle ve dava konusu taşınmazda meydana gelen zararın dava konusu yapının yapım eksikliğinden mi yoksa deprem nedeniyle mi meydana geldiğinin tespit edildiği, hasar ve zarar miktarlarını gösterir ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.