Kovuşturma Nedir?
Kovuşturma nedir, şüpheli hakkında yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan yargılama sürecini ifade eder (CMK m.175/1). Kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi tanımlamak üzere kullanılır (CMK m.2/f). Kovuşturma evresi, savcılık tarafından hazırlanan iddianamedeki fiil ve fail hakkında yargılama yapılmasıdır.
Kovuşturma, sadece ceza mahkemelerinin ceza davası hakkında yaptığı yargılama faaliyetini tanımlamak için kullanılan bir ceza muhakemesi hukuku kavramıdır. Savcılık, soruşturma aşamasında topladığı delillerin dava açmak için “yeterli şüphe” oluşturmadığı kanaatine vardığında “kovuşturmaya yer olmadığı kararı” verir. Bu durumda, iddianame tanzim edilip dava açılamadığı için kovuşturma evresine geçilemez. Ancak, savcılık, soruşturmada toplanan delillerin yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa bir iddianame düzenleyerek ceza davası açar. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle kovuşturma süreci başlar.
Soruşturma ile Kovuşturma Arasındaki Fark Nedir?
Soruşturma, Cumhuriyet savcısı tarafından gizli, yazılı ve hızlı bir şekilde yürütülen şüpheli ve müşteki haklarının daha fazla kısıtlandığı, ancak usul işlemlerinin maddi gerçeği araştırma ve adil yargılamayı temin amacıyla yapıldığı bir ceza muhakemesi hukuku sürecidir.
Kovuşturma, soruşturma neticesinde şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek ceza davası açılması ile başlayan yargılama sürecidir. Kovuşturma evresi, mahkeme tarafından yürütülür. Kovuşturma, bir taraftan iddia ve savunmanın karşılıklı tartıştığı, diğer taraftan soruşturma aşamasında toplanmayan delillerin de toplandığı yargılama aşamasıdır. Mahkeme tarafından yürütülen kovuşturma, kural olarak herkese açık, sözlü ve duruşmalı yapılır.
Kovuşturma Evresinde Duruşma Hazırlığı
Savcının hazırladığı iddianamenin ceza mahkemesi tarafından dosya üzerinden “iddianamenin kabulü kararı” verilerek kabulüyle kovuşturma evresi başlar. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma aşamasında “şüpheli” olan kişi kovuşturma aşamasında “sanık” konumuna geçer. İddianameyle ceza davası açılan mahkeme, öncelikle kovuşturma evresinin duruşma hazırlığı işlemlerini yapar. Duruşma hazırlığı işlemleri, uygulamada “tensip zaptı” denilen tutanakla tespit edilir. Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır (CMK m.175/2). İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte tebliğ olunarak sanık duruşmaya çağrılır (CMK m.176/1). Tutuklu sanık, cezaevine yazı yazılarak duruşmada hazır bulundurulur.
Yargılamanın özelliğine göre tanıklar, bilirkişiler çağrı kağıdıyla veya zorla duruşmaya çağrılır. Toplanması gereken delillerin dosyaya getirtilmesi için müzekkereler yazılır. İstemi halinde tutuklu veya tutuksuz sanığın gösterdiği tanıkların dinlenmesi için davetiye çıkarılır ve ileri sürdüğü diğer savunma delilleri de toplanır.
Kovuşturma Aşamasında Duruşma
Ceza muhakemesinde kovuşturma aşamasının en önemli özelliği duruşmalı yapılmasıdır. Duruşma aşaması tarafların iddia ve savunmalarını yaptıkları, ceza davası ile ilgili bir tartışmanın yürütüldüğü aşamadır.
Duruşma, kural olarak yargılamayla ilgisi bulunsun veya bulunmasın tüm yurttaşların katılımına açıktır. Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir (CMK m.182). Sanık, on sekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır (CMK m.185).
Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği (avukatlığı) kabul ettiği hâllerde müdafin (avukatın) hazır bulunması şarttır.
Sanığın ve müdafinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar. (CMK m.191).
Duruşmada, sırasıyla; sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır, iddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır.
Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve CMK 147. maddede belirtilen diğer hakları bildirilir. Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgu yapma işlemi gerçekleştirilir (CMK m.191). Sanığın sorgusundan sonra delillerin ortaya konularak tartışılması aşamasına geçilir.
Kovuşturma Evresinde Delillerin Tartışılması
Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla müdahil veya avukatına, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve avukatına veya kanunî temsilcisine verilir. Cumhuriyet savcısı, müdahil veya avukatı, sanığın, avukatının veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve avukatı ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve müdahilin veya avukatının açıklamalarına cevap verebilir. Delillerin tek tek tartışılması aşamasından sonra (CMK m.215), tüm delillerin bir bütün olarak tartışılması aşamasına geçilir. Delillerin bir bütün olarak tartışılmasından sonra mahkmenin hükmünü kurduğu hüküm aşamasına geçilir. Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir (CMK m.216).
Ceza muhakemesinde herşey delil olabilir. Ancak, hukuka aykırı elde edilen deliller reddolunur ve hükme esas alınmaz. Kovuşturma evresinde ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur (CMK m.216/2):
- Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse,
- Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa,
- İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.
Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafi birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.
Kovuşturmanın her aşamasında mahkemeye delil sunmak veya delil toplanılmasını istemek mümkündür. Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle mahkeme tarafından reddedilemez (CMK m.207).
Kovuşturma Evresinde Hüküm
Delillerin tartışılması aşamasından sonra, mahkeme duruşma evresinin sonuç çıkarma, yani hüküm verme aşamasına geçtiğini taraflara bildirir. Savcılık makamı, esas hakkında mütalaa vererek yargılama konusu suç ve fail hakkındaki son görüşünü söyler. Savcılık makamının son görüşünü açıklamasından sonra, savunma tarafına esas hakkında savunma yapmak üzere imkan tanınır. Esas hakkında savunma yapıldıktan sonra hüküm verilmeden önce son söz sanığa verilir. Sanığın son sözlerini söylemesinden sonra mahkeme heyeti hüküm vermek üzere müzakereye çekilir. Ceza mahkemesi müzakereden sonra ceza davası ile ilgili son kararını, yani hükmünü verir.
Ceza mahkemesi, yargılamanın sonunda aşağıdaki hüküm çeşitlerinden birini verir:
- Mahkumiyet kararı,
- Beraat kararı,
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
- Güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı,
- Davanın reddi kararı,
- Davanın düşmesi kararı.
Kovuşturma Yapmakla Görevli Ceza Mahkemeleri
Soruşturma ve kovuşturma arasındaki en önemli fark, soruşturmanın savcılık, kovuşturmanın mahkeme tarafından yapılmasıdır.
Kovuşturma yapmaya genel görevli ceza mahkemeleri şunlardır:
- Ağır ceza mahkemesi,
- Asliye ceza mahkemesi.
Kovuşturma yapmaya yetkili bazı özel ceza mahkemeleri de şunlardır:
- Çocuk mahkemesi,
- Çocuk ağır ceza mahkemesi,
- Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi,
- İcra ceza mahkemesi.
Kovuşturma, sanık haklarına riayet edilerek aleni bir yargılamayla maddi gerçeğe ulaşılması açısından önemli bir yargılama evresidir.
Kovuşturma Nedir?
Kovuşturma, şüpheli hakkında yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan yargılama sürecini ifade eder (CMK m.175/1). Kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi tanımlamak üzere kullanılır (CMK m.2/f). Kovuşturma evresi, savcılık tarafından hazırlanan iddianamedeki fiil ve fail hakkında yargılama yapılmasıdır.
Kovuşturma, sadece ceza mahkemelerinin ceza davası hakkında yaptığı yargılama faaliyetini tanımlamak için kullanılan bir ceza muhakemesi hukuku kavramıdır. Savcılık, soruşturma aşamasında topladığı delillerin dava açmak için “yeterli şüphe” oluşturmadığı kanaatine vardığında “kovuşturmaya yer olmadığı kararı” verir. Bu durumda, iddianame tanzim edilip dava açılamadığı için kovuşturma evresine geçilemez. Ancak, savcılık, soruşturmada toplanan delillerin yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa bir iddianame düzenleyerek ceza davası açar. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle kovuşturma süreci başlar.
Soruşturma ile Kovuşturma Arasındaki Fark Nedir?
Soruşturma, Cumhuriyet savcısı tarafından gizli, yazılı ve hızlı bir şekilde yürütülen şüpheli ve müşteki haklarının daha fazla kısıtlandığı, ancak usul işlemlerinin maddi gerçeği araştırma ve adil yargılamayı temin amacıyla yapıldığı bir ceza muhakemesi hukuku sürecidir.
Kovuşturma, soruşturma neticesinde şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek ceza davası açılması ile başlayan yargılama sürecidir. Kovuşturma evresi, mahkeme tarafından yürütülür. Kovuşturma, bir taraftan iddia ve savunmanın karşılıklı tartıştığı, diğer taraftan soruşturma aşamasında toplanmayan delillerin de toplandığı yargılama aşamasıdır. Mahkeme tarafından yürütülen kovuşturma, kural olarak herkese açık, sözlü ve duruşmalı yapılır.
Kovuşturma Evresinde Duruşma Hazırlığı
Savcının hazırladığı iddianamenin ceza mahkemesi tarafından dosya üzerinden “iddianamenin kabulü kararı” verilerek kabulüyle kovuşturma evresi başlar. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma aşamasında “şüpheli” olan kişi kovuşturma aşamasında “sanık” konumuna geçer. İddianameyle ceza davası açılan mahkeme, öncelikle kovuşturma evresinin duruşma hazırlığı işlemlerini yapar. Duruşma hazırlığı işlemleri, uygulamada “tensip zaptı” denilen tutanakla tespit edilir. Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır (CMK m.175/2). İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte tebliğ olunarak sanık duruşmaya çağrılır (CMK m.176/1). Tutuklu sanık, cezaevine yazı yazılarak duruşmada hazır bulundurulur.
Yargılamanın özelliğine göre tanıklar, bilirkişiler çağrı kağıdıyla veya zorla duruşmaya çağrılır. Toplanması gereken delillerin dosyaya getirtilmesi için müzekkereler yazılır. İstemi halinde tutuklu veya tutuksuz sanığın gösterdiği tanıkların dinlenmesi için davetiye çıkarılır ve ileri sürdüğü diğer savunma delilleri de toplanır.
Kovuşturma Aşamasında Duruşma
Ceza muhakemesinde kovuşturma aşamasının en önemli özelliği duruşmalı yapılmasıdır. Duruşma aşaması tarafların iddia ve savunmalarını yaptıkları, ceza davası ile ilgili bir tartışmanın yürütüldüğü aşamadır.
Duruşma, kural olarak yargılamayla ilgisi bulunsun veya bulunmasın tüm yurttaşların katılımına açıktır. Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir (CMK m.182). Sanık, on sekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır (CMK m.185).
Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği (avukatlığı) kabul ettiği hâllerde müdafi (avukatın) hazır bulunması şarttır.
Sanığın ve müdafinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar. (CMK m.191).
Duruşmada, sırasıyla; sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır, iddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır.
Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve CMK 147. maddede belirtilen diğer hakları bildirilir. Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgu yapma işlemi gerçekleştirilir (CMK m.191). Sanığın sorgusundan sonra delillerin ortaya konularak tartışılması aşamasına geçilir.
Kovuşturma Evresinde Delillerin Tartışılması
Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla müdahil veya avukatına, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve avukatına veya kanunî temsilcisine verilir. Cumhuriyet savcısı, müdahil veya avukatı, sanığın, avukatının veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve avukatı ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve müdahilin veya avukatının açıklamalarına cevap verebilir. Delillerin tek tek tartışılması aşamasından sonra (CMK m.215), tüm delillerin bir bütün olarak tartışılması aşamasına geçilir. Delillerin bir bütün olarak tartışılmasından sonra mahkemenin hükmünü kurduğu hüküm aşamasına geçilir. Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir (CMK m.216).
Ceza muhakemesinde herşey delil olabilir. Ancak, hukuka aykırı elde edilen deliller reddolunur ve hükme esas alınmaz. Kovuşturma evresinde ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur (CMK m.216/2):
- Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse,
- Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa,
- İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.
Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafi birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.
Kovuşturmanın her aşamasında mahkemeye delil sunmak veya delil toplanılmasını istemek mümkündür. Delilin ortaya konulması istemi, bunun veya ispat edilmek istenen olayın geç bildirilmiş olması nedeniyle mahkeme tarafından reddedilemez (CMK m.207).
Kovuşturma Evresinde Hüküm
Delillerin tartışılması aşamasından sonra, mahkeme duruşma evresinin sonuç çıkarma, yani hüküm verme aşamasına geçtiğini taraflara bildirir. Savcılık makamı, esas hakkında mütalaa vererek yargılama konusu suç ve fail hakkındaki son görüşünü söyler. Savcılık makamının son görüşünü açıklamasından sonra, savunma tarafına esas hakkında savunma yapmak üzere imkan tanınır. Esas hakkında savunma yapıldıktan sonra hüküm verilmeden önce son söz sanığa verilir. Sanığın son sözlerini söylemesinden sonra mahkeme heyeti hüküm vermek üzere müzakereye çekilir. Ceza mahkemesi müzakereden sonra ceza davası ile ilgili son kararını, yani hükmünü verir.
Ceza mahkemesi, yargılamanın sonunda aşağıdaki hüküm çeşitlerinden birini verir:
- Mahkumiyet kararı,
- Beraat kararı,
- Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
- Güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı,
- Davanın reddi kararı,
- Davanın düşmesi kararı.
Kovuşturma Yapmakla Görevli Ceza Mahkemeleri
Soruşturma ve kovuşturma arasındaki en önemli fark, soruşturmanın savcılık, kovuşturmanın mahkeme tarafından yapılmasıdır.
Kovuşturma yapmaya genel görevli ceza mahkemeleri şunlardır:
- Ağır ceza mahkemesi,
- Asliye ceza mahkemesi.
Kovuşturma yapmaya yetkili bazı özel ceza mahkemeleri de şunlardır:
- Çocuk mahkemesi,
- Çocuk ağır ceza mahkemesi,
- Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi,
- İcra ceza mahkemesi.
Kovuşturma, sanık haklarına riayet edilerek aleni bir yargılamayla maddi gerçeğe ulaşılması açısından önemli bir yargılama evresidir.